Hakkımızda
“Kültür nedir?” sorusunu “uygarlık” ile eş anlamlandırarak yanıtlayan bir sosyolojik dönemi halen yaşamaktayız.
Ziya Gökalp'in kültür ve medeniyet ayrımının Türk sosyolojisinin dayanaklarından biri ve en önemlisi olduğunu biliyoruz. Kültür, yerelliği çağrıştırırken, "'medeniyet"in evrensel ve mutlaka "batı dili" ile okunabilir olması gerektiği düşünülmüştür.
Aralarında dönüşümlü bir geçirgenlik bulunan ve bu nedenle de çoğu zaman aynı kelimenin anlamları yüklenilen bu iki kavramın, öykünülen Batı'da, her zaman bizde anlaşıldığı şekilde değerlendirilmediğini de görmekteyiz. Almanlar kültürü, bir halk kültürü (hars) yani yerellik olarak anlarken, Fransızlar kültürü "entelektüel, okumuş-bilgili adam" anlamında kullandılar. Bu ayrımda, Almanlara göre kültürün yerel yaşamın adetlerine bağlanıldığını, Fransızlarda ise evrenselliğe yürüyen bir bilgi sahipliğinin esas alındığını gözlemlemekteyiz. Kültürün yerelliğin, medeniyetin ise evrenselliğin bir öğesi olduğu anlayışından yola çıkan Ziya Gökalp, Alman ve Fransız anlayışlarını harmanlayarak kültür ve medeniyeti heterojen bir zemin üzerinden değerlendirmiştir. Sıkça dile getirilen Doğu-Batı sentezini temsil ettiğimiz, ikisinin arasında bir "köprü" olduğumuz doğrultusundaki tezler, bu sosyolojik sürecin ürünüdür. Kızıltan Kültür Merkezi, "Işık, Doğu'dan gelir." düsturunun bilinci ile bu kültür mevzilenmesinde yerelliği esas almaktadır.
Bu amaçla, özellikle yerel sanatçıların karşılaştıkları zorlukları aşmalarına destek olunacaktır. Kültür Merkezinde, herkesin kullanımına sunulan kütüphane, yerel benzerlerinden nitelik ve nicelik olarak çok daha kapsayıcıdır ve giderek daha da zenginleştirilecektir. Yerel sanatçıların araç ve gereç ihtiyaçları tarafımızca karşılanacak, sanatçıların ve sanatçı adaylarının Kültür Merkezini kullanmaları ve her türden sanatsal öğretim ve eğitimleri, hiçbir koşulda ücrete bağlanmayacak, kısaca Merkezdeki her türden tüketim paradan bağımsızlaştırılacaktır. Kızıltan Kültür Merkezi, hiçbir "sponsorun" katkısını kabullenmeyecek, gelecekte ise vakıf haline dönüşecektir.
Temel ve dayanaklarını açıklamaya çalıştığımız bu süreçte, gündelik yaşamın vetirelerinin duruşumuzu etkileyen unsurlarını görmezden gelemeyeceğimiz gibi, aksine, bunlardan yararlanarak ideallerimizi gerçekleştirmeyi esas aldığımız belirtmeliyiz. Şöyle ki; Kültür ve Sanat Merkezi, var olan kültür vetirelerini kuruluş amacına uygun biçimde değerlendirecektir. Bir diğer deyişle; birikimlerini, tarihe katkı yönünde gerçekleştireceği müzayedeler ile toplum kültürüne aktarırken, diğer yandan bu faaliyetinden elde edebileceği varsayılan hasılayı, sanatın üretkenliğine hizmet yolunda kullanacaktır. Somut bir ifade ile; bir müzayede sonucunda elde edilen gelir, kazanç, sanatın her alanında üretimini sağlamaya yönelik olarak harcanacaktır. Genç sanatçıların, boya, tuval gereksiniminin sağlanması ve eğitimi bu cümleden olarak kuruluşumuzca sağlanacaktır ve faaliyetimiz her sanatçının denetimine açık tutulacaktır.
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”!
“Halep ordaysa, arşın burada”!
Biz yapalım, sanatçılar denetlesin…
KIZILTAN KÜLTÜR MERKEZİ
Ahmet Muhtar Kızıltan